İlk tematik TV kanalı: Eko TV (1992) (Eko TV, Koç Holding tarafından, 1992'de hazırlıklarına başlanarak, dünyanın önde gelen yayın kuruluşları Time-Warner ve Canal Plus ile ortaklığa.
İlk tematik TV kanalı: Eko TV (1992) (Eko TV, Koç Holding tarafından, 1992'de hazırlıklarına başlanarak, dünyanın önde gelen yayın kuruluşları Time-Warner ve Canal Plus ile ortaklığa girilerek, ayrıca Cine5 gibi şifreli yayın yapması planlanarak 1995 yılının ilk aylarında yayın hayatına başlaması öngörülmüş ancak 1996'da açılıp, 1999'un sonlarına kadar Türkçe müzik yayını yapmış televizyon kanalıdır. Eylül ayında yeni yayın dönemine girilmesiyle birlikte Eko TV, yayın hayatına başladı. 11 Ekim 1999 tarihinde Eko Tv'nin karasal yayınları kesilerek CNN Türk'ün yayını başladı. Test yayını ekranı, siyah zemin üzerinde iki beyaz çizgiden oluşuyordu. Eko TV'nin karasal yayın frekansı, Amerikan Time Warner şirketinin dünyaca ünlü haber kanalı CNN'in, Türkiye'de Doğan Yayın Holding tarafından yayına başlatılacak olan versiyonu CNN Türk'e devredildi. 1996 yılında karasal test yayınına başlamıştır. Tarihler 17 Ağustos 1999'u gösterdiğinde, Marmara Depremi'nin hemen akabinde müzik yayını kesildi ve 7/24 siyah beyaz Yeşilçam filmleri yayınlanmaya başladı. Bir süre kablolu televizyon üzerinden yayınlarına devam eden Eko TV, 27 Kasım 1999 tarihinde kapandı.) 1998 - 1999 dönemine gelindiğinde Eko Tv'de tenhalık baş gösterdi. Hatta 30-35 kadar video klip, belli bir sıraya konularak 7/24 aynı sırayla dönmeye başladı. 1 Ocak 1999 tarihinde Digiturk platformunun kurulmasıyla, buradan da yayına başlamıştır. Ancak bu da çok uzun sürmedi ve eski video kliplere dönüş yapıldı. Son derece renkli ve düzeyli bir yayın anlayışına sahip olan Eko TV'de ilk kez tanıdığımız isimlerden biri, kendi programının sunuculuğunu üstlenen Ayça Tekindor olmuştur. Canlı yayınlar kesildi, sadece klip yayını ile devam edilir oldu.
Farklı kullanım evreleri gösteren bu anıtsal yapı, doğu - batı yönünde uzanmaktadır. BM 2 C evresi kuzey kısmı sal taşlarıyla döşeli tek ve uzun bir mekandan oluşmaktadır. En üstteki evre BM 2 A evresi olarak tanımlanmıştır. Bütün bu dolgu kaldırıldıktan sonra çok sayıda uzun kemiğin bir araya getirilip paketlenmiş gibi düzenli öbekler oluşturduğu görülmüştür. Bu hücrelerin yan duvarları yer yer düzgün, büyük taş bloklarla desteklenmiştir ve saltaşı döşeme bunların üzerine yerleştirilmiştir. Kemiklerin çoğunun, bağ dokuları tümüyle çürüdükten sonra buraya konulduğu bellidir. Saltaşı döşemenin altında mahzen gibi dört hücre yer almaktadır. Öyle ki altta her türlü kemik ve kemik parçaları ile dolu kalın bir dolgu oluşmaktadır. 70 kadar kafatasının bulunduğu evre bu evredir. Tabanları taş döşeli üç oda ve güneyde geniş bir avludan oluşur. Tüm bu kemik dolgu içinde ender de olsa çift delikli silindirik boncuklar ve yine takı olarak kullanılmak için delindiği anlaşılan büyük bir deniz kabuğu çıkmıştır. Büyük bir yangın geçirmiştir. BM 2 B evresi ise hemen altta, aynı planda olmakla birlikte biraz daha küçük ölçeklidir. Kafatasları ve çeşitli kemikler bu mahzenlere, üstlerine saltaşları kapatılmadan önce döküldüğü izlenimi edinilmektedir. Bunun altında ana toprağa ulaşılmıştır. Muhtemelen kuzey tarafında yine avlu vardır. Üzerindeki et henüz çürümeden buraya atıldığı anlaşılmaktadır. Yine de tek bir ayak ve bacak birlikte bulunmuştur. Gömüt odaları olarak kullanılmış olan bu mezar odalarının her birinde farklı gömü durumları görülmektedir ki, bu durum bugüne kadar başkaca neolitik yerleşimlerde tespit edilmemiş bir durumdur. [28] Örnek olarak en batıdaki mahzen 2,00 x 1,10 metre boyutlarındadır. [23]
Hücre Planlı Yapılar evresinin sonlarına doğru yerleşim düzenindeki katı kuralların terk edildiği, yerleşim planının daha birörnek hal aldığı belirtilmektedir. Hayvancılığa dayanan yeni bir yaşam tarzı ya da beslenme alışkanlığı dolayısıyla karşılaşılan salgın hastalıkların neden olduğu ileri sürülmektedir. Mehmet Özdoğan bu gelişmeyi yerleşmede hayvan beslenmesine başlanmasıyla açıklamaktadır. Paradoksal bir gelişme de kısa sürede yerleşimin nüfusunun azalmasıdır. Hayvan yetiştiriciliğinin önemi artıp avcılığın önemi gerilerken standart yerleşim planı da gevşemiştir. Özellikle Çanak Çömlekli Neolitikte düzensiz yapılaşma çok belirgindir. Sadece mimari ve yerleşim modeli değil, aynı zamanda ölü kültü ve ölü gömme geleneklerini de değiştirdi. Ayrıca ortak mülkiyetten kişisel mülkiyete doğru bir değişme olduğu ileri sürülmektedir. Bu durumun nedenleri halen tartışmalıdır. Bu gelişmeler içinde kült eşyaları giderek azalırken onların yerine günlük kullanıma yönelik eşyalar görünmeye başlar. Esasen bu durum Yakın Doğu'nun neolitik yerleşmelerinde görülen bir durumdur. [61] Hatta görece temiz tutulan köy, giderek bir çöplük alanına dönüşmüştür. Hayvan yetiştirmeye başlamak, Çayönü'ne yerleşmiş olan, köklerini Paleolitik Dönemden alan bu toplumun sosyal yapısında büyük bir dönüşüme yol açmıştır.
Should you loved this short article and you would want to receive much more information with regards to
DiyarbakıR Ofis Escortları please visit our own internet site.