Ü.SAYIN'ın "Sosyal Devletin olması için de, Derin devletin olması lazım. Devlet yapısının olması lazım, Türkiye'de devlet yapısı yok ki, tasfiye ediliyor şu anda." "...
Ü.SAYIN'ın "Sosyal Devletin olması için de, Derin devletin olması lazım. Devlet yapısının olması lazım, Türkiye'de devlet yapısı yok ki, tasfiye ediliyor şu anda." "...Devlet şeye dönüştürülüyo yani başka bi devlete dönüştürülüyo." "E buna da kimse ses çıkarmıyo yani." "Yani ne olcak yani kriz gelcek mi gelmiycek mi? Odayı bekler gibi kriz bekliyoruz. Gelse de hükümet düşse diye." "22 Temmuz'dan umutluyduk, orda da büyük bir üçkağıt yaptılar. Yüksek Seçim Kurulu satın alındı, yani neye güvenceksiniz nasıl seçim yapıcaksmız ki bu ülkede yani m.. Geçen seçimlerde 4 buçuk milyon mükerrer oy var, ee bunu açıklayamıyorlar bir kere. Ee. Bu hepsi bunlarm DARBE nedeni." "Yani şimdi askerlerin içinde 2 grup var. Birisi MASONLAR GRUBU," "Yüksek Rütbelilerin içinde Masonlar tabi sayısı artıyo." "NATOnun gizli orduları var bir de ordunun içinde." dediği, görüşmenin ilerleyen dakikalarında Ü.SAYIN'ın "TSK niye bu kadar suskun?" dediği, X bayan şahsın "Onların da gücü bu kadar demek ki." dediği, Ü.SAYIN'ın "Gücü bu kadarsa bu TSK olamaz ki. Yani bu, elektronik muhtıra yazmaya benzemiyor bu işler yani." "Suat'ın bir sözü var hep NATO ordusu der bunlar. Hakikaten öyle galiba." dediği, X bayan şahsın "TSK olamadı diyosunuz ama olmuşmuydu ki? Daha evvel de geçmişte sanki nasıldı?" dediği, Ü.SAYIN'ın "60 darbesi gibi bir darbe olabilirdi yani aslında o da." dediği 28.01.2008 günü saat 13.06'da H.Ümit SAYIN ile X Şahıs arasındaki telefon görüşmesinde özetle; X şahsın "Hani Bahri arkadaşımız vardı ya hani hatırladınız mı ilk görüşmemizde vardı toplantımızda." "sizin adınız karışmış Sabah gastesinde diye duymuş." dediği, Ü.SAYIN'ın "beni de şey yapmaya çalışıyolar işin içine katmaya çalışıyolar." dediği, X şahsın "Böylece cepheniz ki damgalanmış oldu, tescillendiniz ne kadar güzel dimi." "benim de Kuvva-i Milliye hareketinde grubunda üyeliğim var. Acaba beni de dahil ederler mi işin içine." dediği, Ü.SAYIN'ın "yani m., şizo şizofrenik bi şekilde sürüyor her şey..." dediği, X şahsın "başlarına geliceği. Başka türlü nasıl darbeyi durdururuz diye çırpınıyorlar şu anda." dediği, Ü.SAYIN'ın "Bu ikinci Cumhuriyetçiler, Anti Ulusalcılar, Mesut Parlak ekibi, Türkçüler. İşte hepimizi girdapta götürmeye çalışıyorlar." dediği, X şahsın "bakalım bu girdap kimi yutucak." "ortam çok gerildi yani bunlar bunlar bi kazığa oturucaklar ama bakalım nolcak." Dediği,
Erhan TIMUROGLU Kollukta alınan 24.05.2006 tarihli ifadesinin konu ile ilgili bölümüne özetle ; Cumhuriyet Gazetesine bomba atıldıktan sonra Osman YILDIRIM ile Alparslan ARSLAN'm buluştukları bardan ayrılması üzerine Tekin IRŞİ ve İsmail SAĞIR'm moralinin bozulduğunu, kendilerine ne olduğunu sorduğunda Osman YILDIRIM'ın bombanın patlaması halinde para akacağını, paranın içinde yüzeceklerini söylediğini, ancak şu ana kadar para görmediklerini, bu nedenle morallerinin bozulduğunu söylediklerini, Danıştay Saldırısı için Ankara'ya geldiklerinde İstanbul'da kalan Tekin IRŞİ'nin Alparslan ARSLAN'a mesaj çekerek para istediğini,Alparslan ARSLAN'm da kendisine 120 YTL vererek Tekin IRŞİ'ye bu parayı göndermesini istediğini, ancak hesap numarası olmadığı için bu parayı gönderemediğini ve parayı İsmail SAĞIR'a verdiğini beyan etmiştir. C.başsavcılığımızca tanık sıfatı ile alman 13/03/2008 tarihli ifadesinde özetle; Cumhuriyet gazetesi eyleminden sonra Alparslan ARSLAN'm kendisine İsmail SAĞIR'a verilmek üzere 200 YTL para verdiğini, Alparslan ARSLAN'm babası İdris ARSLAN tarafından kendisine cezaevinde bir defa 200 YTL, bir defa da 100 YTL para yatırıldığını,
Diyarbakır Escort neden kendisine para yatırdığım ise bilmediğini beyan etmiştir. Tekin IRŞİ Kollukta ahnan 20.05.2006 tarihli ifadesinin konu ile ilgili bölümünde özetle ;
Yaklaşık 3-4 ay kadar önce babasının oturmuş olduğu evin çatısına tahta almak amacıyla çıktığını, tahtaları boşalttıktan sonra tahtaların altında bir asker sandığı gördüğünü ve içinde bombalar olduğunu söylediğini, bunun üzerine babasıyla beraber evin çatısına çıktığını ve bu sandığı babasıyla birlikte açtıklarını, içerisinde birçok el bombası gördüklerini, ayrıca içeriğini bilmediği bantlı bir siyah kutu olduğunu, bu kutuyu salladığında içinden demir sesin geldiğini, ancak içini açıp bakmadığını ve sandığı tekrar kapattığını, Sandıkta dikkatini çeken şeyin anahtar kısmı açılıp açılmadığı farkedilsin diye değişik bir telle bağlanmış olduğunu, daha sonra bu konuyla ilgili dayısının ağzını aramaya başladığını, çatıyı düzelttiğini söylediğini, dayısının çatıda bir şey gördün mü diye sorduğunu, kendisinin de yok dediğini, birkaç gün sonra dayısı Mehmet Demirtaş'ın çatıda askeri bir sandık olduğunu, içerisinde el bombalan olduğunu, bu bombaları Oktay Yıldırım’ın bıraktığını, bu malzemelere bir şey olduğu takdirde başının belaya gireceğini kurtulamayacaklarını ve bu nedenle kimseye birşey bahsetmemesi gerektiğini söylediğini, hatta bu olayı konuştuktan sonra Oktay Yıldırım'ın bir daha manava geldiğini görmediğini,